11 Ekim 2011 Salı

Doku (Teksture)

Doku (Tekstür)
Doğadaki tüm nesnelerin ve varlıkların görme, dokunma duyularıyla kavranabilen, iç yapılarının işlevsel özelliklerini dışa vuran yüzeysel etkilerine “Doku” (Tekstür) denir. İçi sınırlayan varlıkların dış yapı durumudur. Bu, doğanın yapısal bir özelliğidir. 

Her varlığın karakteristik bir dış yapı oluşumu vardır. Objelerin dış görünüşlerindeki ayrıcalıklarını sağlayan dokusal yapı farklılıklarıdır. Doku yüzeylerin oluşumunu ve tanınıp ayırt edilmesini sağlar. Örneğin; çeşitli ağaçlar dokusal yapılarındaki, karakteristik farkları nedeniyle tanınıp ayırt edilmektedir



Strüktür
Eş ya da birbirleriyle bağlantılı, benzer formların, iki ya da üç boyutlu yüzey üzerinde,bir araya gelerek tekrarlanmasından oluşan içyapıya strüktür denir.
Strüktür, nesne ya da varlığı ayakta (yerçekimine karşı) dengede tutan, içyapının ölçüsel sistemi ve düzenidir. Farklı kuvvet, ağırlık ve gerilimlere direnç ve denge kazandıran ölçü tekrarlarına sahip içyapı düzenidir. Strüktür, sistemsel tekrarları ile kendini doku olarak
ifadelendirilir. Strüktürün en önemli özelliklerinden biri; mekan yaratmasıdır. Mekana form yönünden birlik vermesidir. Strüktürde temel; “Birim” ilkesidir. Doğada bu birim ilkesine
en iyi örnek arı peteğidir.


Doku Çeşitleri ve Özellikleri
Dokular, çeşitli yönlerden gruplandırılıp, incelenebilir.


 Bulundukları Yere Göre Dokular

 İç Doku: Nesnenin içyapısının (strüktür) dokusudur.
 Dış Doku: Bir maddenin içyapısının (tekstür) yüzeyde görünüşüdür.

Oluşumları Yönünden Dokular

Doğal Dokular
Doğrudan dokunma duyumuza etki eden, insana bağlı olmaksızın kendi iç ve dış yasalarıyla var olan canlı, cansız tüm varlıkların gerçek dış yapılarına doğal doku denir.
Doğadaki her varlığın kendine özgü doğal dokusu vardır. Çeşitli bitki, ağaç, ağaç kabukları,yaprak, çiçek, kozalak, taş, kaya ile hayvanların dış görünüşlerindeki yüzey oluşumları doğal
dokulardır. Doğal dokular, birbirine benzeyen birbirlerini tamamlayan birim elemanlarının belli düzenlerle yan yana gelen tekrarlarıyla oluşmuştur. İşlevsellikle ilgilidir. Dış yapıyla içyapı arasında uyum vardır.




Doğal dokular, genellikle zamana ve doğa koşullarına, dış etkenlere bağlı olarak, yüzeysel görünüşlerinde değişime uğrar. Objenin esas yapısı bozulmadan dış yapısındaki görüntü başkalaşmasına güncel-(aktüel) doku denir. Deri dokusunun zamanla değişmesi,
bitkilerin yaşı ve doğa koşullarına göre değişimi, genel orman dokusunun mevsimine göre değişimi, hava koşullarına göre deniz yüzeyinde oluşan (dalgalanmalar), suyun rüzgârla titreşimi gibi değişimler güncel dokulardır.
Doğadaki tüm dokular doğal dokulardır. Doğal dokularda kendi içlerinde yapısal ve görsel etkinlikler açısından büyük zıtlıklar taşır. 




 Doğal dokular “Organik ve İnorganik” olarak ikiye ayrılır.

Organik Dokular
Tüm canlıların içyapılarına bağlı dokular “Organik” (Bileşimi; canlılığa, ,dirimliliğine bağlı, yaşam enerjisiyle var olan) dokuları oluşturur. Organik dokuların temelinde “ yaşam büyüme-
korunma işlevi vardır. Hücreye dayalı dokulardır. Kelebek kanadı ya da yaprak dokusu gibi doğa elemanının öz yapısını yansıtır.




 İnorganik Dokular:
“Cansız” dediğimiz fiziksel, kimyasal yapılar inorganik dokuları oluşturur. Atomun paketlenmesi ile “denetim” işlevine bağlı olarak oluşur. Benzer aynı atomların oluşturduğu düzen bütünlüğüdür.
Doğadaki tüm dokular doğal dokulardır. Doğal dokularda kendi içlerinde yapısal ve görsel etkinlikler açısından büyük zıtlıklar taşır.


Geometrik Yapılı Dokular:
Bir geometrik elemandan hareket edilerek değişik işlemlerle oluşur. Doğada (arı peteği, örümcek ağı, çok yapraklı çiçeklerin geometrik sisteme dayalı dokusu gibi:). 





Kristal Yapılı Dokular:
Doğadaki kristalize yapılı varlıklarda bulunur. (kar, tuz, buz vs. mineralleri gibi:).
Doğal dokular farklı özeliklere sahiptir. Sert-yumuşak, sivri küt, pürüzlü-kaygan, girintili-çıkıntılı, sık-seyrek gibi: Bu özelikler dokunma duygusu ile anlaşılır.





Yapay Dokular
Yapay dokular, insanın bilgi, emek ve teknikle işleyerek estetik tasarım kaygılarıyla yaptığı görsel yüzey değerlendirmesidir.
Yapay doku oluşturmada sonsuz sayıda birim biçim olanaklarından yararlanarak, yine birbirinden farklı tasarımlar gerçekleştirilebilir. Yapay doku, insan eliyle üretilen nesnelerin dokularıdır. Ancak çeşitli kullanım amaçları için imal edilmiş ürünlerin dokuları yapay
olsalar da sanat ürünleri için konunun dışındadır. Örneğin, giysi olarak örülen kazağın dokusunun sanatla ilgisi yoktur. Dokuma ve örme tekniğinin olanakları ile estetik kaygılar taşıyan yeni doku tasarımları ise güzel sanatlar açısından yapay doku olarak değerlendirilir.

Yapay doku oluşturmada, birim elamanlarının yalınlığı, birim elemanlarının sistemleri ve çok yönlü çeşitlemelerle matematiksel düzenlemeler söz konusudur. Tuğla, beton demir, kâğıt kumaş, gibi örnekler çoğaltılabilir.
Çeşitli resimleme teknikleri ile geometrik veya organik karakterli doku tasarımları yapılabileceği gibi değişik malzemelerin olanakları ile de rölyef doku düzenlemeleri yapılabilir.



Rölyef (Kabartma) :
Taş, metal, ahşap, kil ya da alçı vb. üzerinde bazı kısımları oyuk bazı kısımları kabartılı bırakılarak yapılmış sanat eserlerine “Rölyef” denir. Alçak kabartma ve yüksek kabartma olmak üzere iki çeşit rölyef tekniği vardır. Değişik malzemelerin olanakları ile
rölyef doku düzenlemeleri yapılabilir. Örneğin, kâğıt ya da mukavvayı keserek çıkıntılı ve girintili birim biçimlerin tekrarlarıyla oluşmuş bir doku yüzeyi elde edebileceği gibi, yine kâğıttan ya da çeşitli malzemelerden (kapak, düğme, kibrit vb.)oluşan birim biçimlerin tekrarlarıyla rölyef dokular yapılabilir. Düz kil yüzey üzerinde sert bir cisimle bastırılarak yapılacak izlerin (birim biçim) tekrarlarıyla veya ekleme olarak rölyef dokular oluşturulabilir.





Duyumları Yönünden Dokular;

Dokunsal (Gerçek) Dokular:
 
Gözle görülen aynı zamanda dokunulduğunda girinti-çıkıntıları, yumuşaklığı-sertliği,pürüzlülükleri hissedilen dokulara“Dokunsal (Gerçek) Dokular” denir.

Doğal dokularda ve yapay dokularda da gerçek doku özelikleri vardır. Sert-yumuşak,sivri küt, pürüzlü-kaygan, girintili -çıkıntılı, sık-seyrek gibi: Bu özelikler dokunma duygusu ile anlaşılır.


Gerçek doku; doğal ya da bir sanatçının ürettiği yapay doku da olabilir. Örneğin, yağlı boya tekniğiyle yapılmış resimde iki tür doku görülür. Birincisi sanatçının fırça darbeleriyle veya boyamayla açıklı-koyulu görüntülerle oluşturduğu dokudur. İkincisi ise tamamen kullanılan gereçlerin özeliklerinden kaynaklanan dokulardır. Söz gelimi, pütürlü bir yüzeye sahip olan tuval, mukavva gibi bir gereç veya boyanın tutkal gibi başka malzemelerle
karıştırılarak sürüldüğünde kalın tabakalı doku yüzeyleri meydana getirilebilir.



Gerçek dokuların olduğu sanat dalı heykeldir. Heykeltıraşlar hem kullandıkları gerecin(kil, mermer vb.) hem de hangi varlığın heykelini yapıyorlar ise, onun dokusunu vurgularlar.
Görsel algılamayla üç boyutluluk etkisi veren alnı, gözleri, burnu figürün varlığını, kütlesini ve boyutlu haliyle kavranmasını sağlarlar.



Görsel Dokular
 
Gözle görülen ve algı yoluyla kavranan sanat malzemeleriyle iki boyutlu yüzey üzerinde (nokta-çizgi, açık-koyu ve renkle) yapılan dokulara “Görsel Dokular” denir. Gerçek dokular gibi etkiler yaparlar. Etki sonuçları estetik hazlanmadır.
Görsel dokuların hacim etkisi, yüzeydeki girinti çıkıntıları sadece gözle algılanır, parmakla dokunulduğunda hissedilmez. Düz yüzey üzerinde görüntü olarak doku etkisi verir.
Örneğin herhangi (üç boyutlu) bir cismin, iki boyutlu görüntüsünü kâğıt üzerinde yaparken onun yüzeylerinin pürüzlülük derecesi bir takım taramalar ve noktalar yardımıyla belirtilir ki kağıt üzerinde resmedilen bu doku sadece görsel olarak algılanan yapay bir dokudur. Resme el ile dokunulduğunda, ele hiçbir zaman o cismin yüzeyinde gerçekte hissedilen doku etkisi gelmez.Gözle resme bakıldığında ise o cismin yüzeyindeki pürüzlülük derecesi oldukça iyi anlaşılır.
Ayrıca hareket etkisi sonucunda göz aldanması ile oluşan optik dokular vardır.Temelinde hareket ve biçim değiştirme vardır. Görsel anlatım dilinde çok etkili ve dikkat çekicidir. Dokusal yapıyı oluşturan birim biçimlerin matematik sistemlerle büyümesi –
küçülmesi giderek değişime uğraması, belli merkezlerde toplanması, dağılması ve giderek döndürülmesi ile yüzeye optik hareket kazandırılabilir.



Belli sistemlerle yan yana gelerek dokusal yapıyı oluşturan birim biçimlerin benzer veya eş oluşu gözün, yüzey üzerinde belirli yerlerde takılmasını önleyerek gezinmesine neden olmaktadır. Matematik sistemle değişime uğratılan birim biçimlerin oluşturduğu
dokusal yapıda göz, yan yana gelen birimler arasındaki farkı sezemediğinden farkı buluncaya kadar gezecektir. Doku düzeni içinde yan yana gelen birimler arasında fark yoksa
ya da ayırt edilemeyecek kadar az bir fark varsa karşılaştırma yaparak değişikliği göz buluncaya kadar yüzey üzerinde gezinecektir. Optik dokuyu oluşturacak birim elemanın çok
yalın olması ve gözü üzerinde alıkoyacak başka biçimlerin çağrıştırmaması optik hareketin sağlanmasında temel kuraldır.
Teknolojiyi kullanarak da fotoğraf filminden ve agrandizman olanaklarından yararlanarak optik doku uygulamaları yapılabilir. Filmin greninin sıklaştırılıp seyreltilmesiyle görüntü elemanı üzerinde oynanarak da değişik optik dokular elde edilir.



Anlatımları Yönünden Dokular;

Taklit Doku
(Görsel doku);dokulu bir objeye bakarak gözleme ve etüde dayalı çalışılarak oluşturulan dokuya “Taklit Doku” denir.










Buluş Doku:
Tasarımcının dokulu bir objeden yola çıkarak ya da tamamen kendi yaratıcı düşüncesini kullanarak bireysel anlatımı ile oluşturduğu özgün dokuya “Buluş Doku” denir.






Tasarımda duygulara ve yaratama özgürlüğüne doku ile ulaşılır. Buluş dokular çeşitli amaçlar için kullanılabilir kaynaklardır.
Buluş dokuda yine görsel dokularda olduğu gibi nokta-çizgi, leke,açık-koyu ve renkle yeni tasarım öğeleri ile yapılır.

























































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder